2 Kasım 2009 Pazartesi

Bir Sezon Daha Bitti!

vahideddun46@hotmail.com
Evet, başladı başlayacak derken, kocaman bir sezon daha gelip geçiverdi değil mi? Hatta bazı insanlar şimdiden, yeni sezonun hazırlıklarına bile başladılar. İşte insan ömrü de böyle, dünyevi telaşlarla uğraşırken bitiyor bir gün. Tıpkı, sezonun daha başlamadan bitivermesi gibi... Bizim asıl konumuz elbette “insan ömrü veya insan ömrü ile Ilıca’nın sezonunun nasılda benzeşmesi” değil. Bu yazımızda eğrisiyle doğrusuyla "2009 sezonu"nu değerlendireceğiz.

Öncelikle sezonun süresinden bahsedelim. Mübarek Ramazan Ayı’nın her yıl on gün daha ileri gelmesi nedeniyle sezon neredeyse ortadan ikiye bölünmek üzere. Ama bu durumu bütünüyle düşünecek olursak, tam anlamıyla dolu bir sezondan bahsetmek için, Ramazan öncesini "sezon" olarak ancak değerlendirebiliriz. İyisiyle kötüsüyle, kimisi az kazanıyor; kimisi çok kazanıyor. Sonuçta Allah (cc) bin bereket versin, şükretmek gerek. Fakat bu arada, daha öncede dile getirdiğimiz gibi bazı "adaletsizlikler" olmuyor değil.

Örnek olarak verecek olursak, şu vergi meselesi:
Yüz gün çalışan bir pansiyon ile otuz gün çalışan bir pansiyondan aynı oranlarda vergi alınıyor. Bu, ne kadar adil kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Bunu geçelim.

Şimdi hepsi genel anlamda olmak üzere, neler yapıldı neler yapılmadı bir değerlendirme yapalım.
Bu sene Ilıca Belediyesi, tanıtım adına çok olumlu gelişmelere imza attı. Gerek yerel, gerekse ulusal televizyon kanalları davet edilerek çekimler yaptırıldı, uzun tanıtım filmleri hazırlandı ve bu filmler kanallarda oynattırıldı. Kısa, reklam amaçlı spot tanıtım filmleri halen oynamakta. İnsanların telefonlarına reklam ve duyuru amaçlı paket SMS ler gönderilerek kampanyalar duyuruldu.

Yine tanıtım ve güvenlik amacıyla Vali Saim Çotur Kaplıca Tesisleri’nin muhtelif yerlerine (7 adet) kameralar yerleştirildi ve isteyenlerin bu kameralar aracılığı ile tesisleri 24 saat izlenmesi sağlandı. Keşke birkaç kamerada çarşının muhtelif yerlerine yerleştirilseydi. Böylece isteyenler her an Ilıca’yı izleme olanağı bulmuş olsalardı.

Kasabanın merkezinde "atıl bir vaziyette" duran çay bahçesinin ihalesi yeniden yapılarak iş ehline verildi ve önemli bir eksiklik giderilmiş oldu. Şimdi insanlar, "adam gibi" bir yer bulup dinlenebiliyorlar. Her ne kadar eksikler olsa da önemli ve olumlu bir icraat.

Kaplıcaya gelenlere sık aralıklarla duyurular yapılarak fiyatlar konusunda duyarlı olmaları ve fiyatlarda bir "anormallik" sezmeleri halinde derhal belediyeye başvurmaları istendi. Bu gelenlerin belediyeye güveni adına önemli bir gelişme elbette.

"Eski ve köhne" otogar terk edilmek üzere, kasabanın girişine modern bir otogar inşa edildi. Fakat söz verildiği ve geçtiğimiz Ramazan Ayı içerisinde açılacağı söylendiği halde bir türlü hizmete açılmadı.

"Ramazan Ayı’na özel indirimler" yapıldı. Karşılığı görüldü mü, ebette görüldü. Hatta bu seneki kampanyanın seneye daha çok olumlu anlamda karşılık bulacağını düşünüyorum. Fakat bu indirimlerin sadece pansiyonlarla sınırlı kalması yeterli değil. Eğer bir kampanya yapılacaksa bunun için "herkes" elini taşın altına koymalı. Kampanyaya kaplıca tesisleri, fırıncılar, marketler, kasaplar, minibüsçüler, konfeksiyoncular ve hatta mısırcılar bile dahil edilmeliydi. Evet pansiyoncuların başı kel değil ya. Madem bir iş yapılacak ve bundan herkes faydalanacaksa herkes de katkıda bulunmalıdır. Bu konuda bize gerek SMS gerekse e-posta yolu ile çok şikayet geldi.

Kaplıca tesislerine ilave departmanlar yapılarak insanların faydalanma alanları genişletildi. Tesislerin insanlara sunduğu aktiviteler zenginleştirildi. Tesislerin dışında da yeni düzenlemeler yapıldı. Fakat bunun yanı sıra tesis çevresindeki "rezilliklere" yine göz yumuldu. Yine "beleşçiler" oraları mesken tutup bütün rezilliklerini sergilediler.

Kasaba içinde cadde ve sokakların önemli bir bölümününe parke döşemesi yapıldı. Özellikle Vali Saim Çotur Kaplıca Tesisleri önündeki ana cadde olan Atatürk Caddesi döşenerek yepyeni bir çehre kazandırıldı. Giriş çıkışlara ağır tonajlı araçların girişini engellemek için beton çiçeklikler yerleştirildi. Buraya kadar süper! Ama keşke yerleştirilen o çiçekliklerin bakımı da takip edilseydi. Alt girişte, göbeğin hemen yanında bulunan çiçeklikler yerleştirildikten çok kısa bir süre sonra birkaç aracın çarpması sonucu dağıldı, içindeki topraklar etrafına saçıldı. İşte o günden bu kadar bir Allah’ın kulu da çıkıp “ne bu rezillik” deyip iki adam görevlendirip orasını düzelttirmedi. Orası ben bu satırları bile yazarken öyle duruyordu sanırım. Aferin!!

Başlıca eleştiri konusu kaplıca tesisleri hakkındaki temizlik olarak öne çıkıyor. Bu konu hakkında çok eleştiri ile karşılaşılaştık. Özellikle sezonda misafirlerle sohbet sırasında başlıca şikayet konusu temizlik olarak öne çıktı. Sadece bire bir sohbetler sırasında değil elbette. Haber Ilıca’ya gelen e-postalarda, ziyaretçi defterine bırakılan mesajlarda ve bizzat bize SMS olarak gelen şikayetlerde öne çıkan konu tesislerin temizliği oldu hep. Bu konuda sanırım sıkıntı tesislerin yetersiz kalışı olsa gerek. Fakat personelinde daha aktif ve daha profesyonel olması gerekir diye düşünüyorum.

Temizlik konusunu sadece kapıca tesisleri ile sınırlı tutmak, caddelerde dolaşan mısır koçanlarını görmezden gelmek olur ki bu da olmaz. Evet maalesef temizlikte bana göre "eksi puan" almıştır belediye. Buna özellikle kaplıca tesisleri ile lunapark arasındaki ana caddedeki trafiğin başıbozukluğunu da ilave edebiliriz. Allah aşkına çok mu zor oraya bir personel dikip de araçları düzenli park ettirmek.

Biz aklımızın erdiğince, gelen şikayetleri dikkate alarak, insanları bire bir dinleyerek, neler olumlu neler olumsuz tesbit etmeye çalıştık. Dikkate alıp almamak elbet büyüklerimizin işi.

Bir başka konuda buluşmak dileği ile…
Allah’a (cc) emanet olun.


Hiç yorum yok: