31 Temmuz 2009 Cuma

Ilıca’ya Maliye kıskacı!

vahideddun46@hotmail.com

Kahramanmaraş Vergi Dairesi’ne bağlı memurlar, adeta Ilıca’da yatıp Ilıca’da kalkamaya başladılar. Hafta sonu yok, hafta içi yok, her an her yerde maliyecilerle karşılaşmak mümkün.
Birileri fena halde Ilıca esnafını canından bezdirmeye çalışıyor ama, acaba kimler?
“Yaz geldi, Ilıca’da para basılıyor” anlayışı hakim galiba bazılarının kafalarında!
Eğer bu anlayış hakimse, bu sakat bir anlayış. Zira Ilıca sanıldığı gibi para basmıyor.
Ya da gücü elinde bulunduran mihraklar devletin “vergi kutsaldır” anlayışı üzerinden Ilıca’dan intikam alıyor.
Yok, “gidin devletin hakkını arayın ve vergi kaçırılmasına göz yummayın” demeye getiriliyorsa söyleyecek söz yok. Devlet elbet alacağını tahsil edecek ve bunu yaparken de “üç kağıtçılık” yapmak isteyenlere göz açtırmayacak. Buraya kadar doğru. Yalnız “Ilıca’da para basılma” olayı çok yanlış ve çok saçma!
Yok böyle bir şey kardeşim, yok.
Ne Ilıca’da para basılıyor; ne de Ilıca esnafı para kazanacak kadar sezon var!
Bütün bunları söylerken “bırakın yakamızı istediğimiz gibi at koçturalım vergi -mergi vermeyelim” demiyoruz. Ama, vergi dağılımının adil olmasını istemek de her vatandaşın en doğal hakkı olsa gerek.
Şimdi vergi dağılımının adil olması tezimizi açalım.
Evet, Ilıca’da Allah’ın (cc) bir lütfu olarak kaplıca suyu bulunuyor ve insanlarda imkanları ve fırsatları çerçevesinde, bu “su” dan kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Ha, kendi kazanacakta devlete vergisini vermeyecek mi; elbette verecek.
İşte tam burada “acaba herkes eşit mi kazanıyor” sorusu akıllara geliyor. Bu sorunun cevabı maliye memurlarına göre “evet.”
Nerden mi çıkardım?
Nerden olacak yapılan uygulamalar bunu gösteriyor.
Örnek olarak otel ve pansiyonları ele alalım.
Kaplıca hamamının hemen yanı başında bulunan bir pansiyonla, 250 metre uzağında bulunan acaba doluluk oranı üzerinden aynı mıdır?
Kaplıca hamamının hemen yanı başında bulunan veya çarşının merkezine yakın olan pansiyon sezonun başından sonuna kadar dolu geçerken, diğeri öylemi dir?
Öyle değildir!
Keşke öyle olsa, o vatandaşta biraz daha fazla kazansa ve tabi ki vergisini de fazla verse.
Merkezdeki pansiyonlar dolacak, gelen müşteri merkezde yer bulamayınca “mecburen” kenardakilere oturacak, ve vatandaş kazanacak. Yahut kenardaki vatandaş, para kazanmak için çarşının dolmasını bekleyecek.
Ölme eşeğim ölme…
Hal böyle iken, maliye memurları merkezdeki vatandaşa da aynı faturayı kesiyor; kenardakine de…
Biri 60gün kazanıyor, diğeri 30 gün ve ikisi de 60 gün üzerinden vergi ödüyor. Aslında kendisi ödemiyor, maliye diyor ki “sende 60 gün para kazanıyorsun hadi öde” diyor.
Neden, çalıştığı güne göre tesbit yapılıp, kazanca göre adilce vergi toplanmıyor da; herkesten aynı toplanıyor. Ya da üç kazananlaı; on kazananda aynı vergi alınıyor.
Bir diğer insanı gıcıklandıran taraf ise, maliyecilerin Haziran’da hiç uğramayıp Ağustos’ta her gün uğramaları.
Haziran’da Ilıca bom boş; Ağustos’ta müşteri tıkış tıkış.
Maliyenin akıl hocaları da uyanık ya!
Tabî yersen…
Diğer taraftan, Ramazan ayı münasebetiyle sezon her yıl biraz daha daralıyor, onu düşünen yok.
Sözün özü, lütfen mantıklı ve adil vergilendirme yapılsın.
Aksi halde bunun adı vergi alma değil, "haraç” almaya benzer.
Saygı ve muhabbetlerimle…

Hiç yorum yok: