18 Şubat 2009 Çarşamba

Cuma Karalar'ın fedakarlığı

vahideddun46@hotmail.com
29 Mart 2009 Mahalli İdareler Seçimleri’ne 40 gün kala, belediye meclis üyesi listeleri kesinleşti ve İlçe Seçim Kurulları’na teslim edildi. Tabi listeler oluşturulurken kişilerin liyakatlerinden çok, peşinden sürüklediği oy potansiyeli ve dolayısı ile dengeler dikkate alındığı için, listelerde doğal olarak ona göre şekillendi. Bu durum, özellikle bizim Ilıca gibi “adam adama markaj” uygulanan küçük yerleşim birimlerinde daha çok öne çıkıyor.
Yani başka bir ifade ile başkan adaylarının “eli mahkum”.
En küçük bir kızgınlık ve strateji hatası daha şimdiden seçimi kaybetmeleri anlamına gelebilir.
Bu kısa girizgahtan sonra esas meseleye gelmek istiyorum.
Ilıca’da belediye meclis üyeliği listeleri oluşturulurken son anda Cuma Karalar sürprizi yaşandı. Listelerin teslim edilmesine birkaç gün kala, Cuma Karalar belediye meclis üyeliği adaylığından çekildiğini açıkladı. Daha doğrusu buna “çekilme” değil de; seçimleri Ak parti ve adayı Aslan Kaçmaz’ın kazanması yönünde kendi hakkından feragat ve hatta "fedakarlık" etti demeliyiz. Bu ani gelişme, halk arasında önce kısa bir şaşkınlığa ve hatta “n’oluyor” a sebep oldu, fakat işin “iç yüzü” anlaşılınca herkes rahatladı.
Yani bu, tamamen bir “seçim stratejisi” idi.
Bu durum, her ne kadar “seçim stratejisi” de olsa Cuma Karalar sevenleri arasında elbette bir burukluğa sebep oldu. (Burukluk dedimse sadece ani bir duygusallık anlamında kullandım.)
Peki bu burukluk 29 Mart günü sandığa yansır mı?
Yansımaz ve yansımamalı da zaten.
Keza, o zaman yapılan fedakarlığın hiçbir anlamı kalmaz! Yani o’nu sevenler o’nunla birlikte bu fedakarlığın arkasında da durmalıdır.
Haa, diğer taraftan bu duygusallığı da saygıyla karşılamak gerek diye düşünüyorum. Dile kolay üç dönemdir belediye meclis üyesi; bunun iki buçuk yılını da belediye başkanı olarak kasabaya hizmet etmiş ve özellikle başkanlığı döneminde çok önemli hizmetlerin altına imzasını kazımış bir adam aniden çekip gidiyor.
Ayrıca Cuma Karalar Ilıca için sıradan bir isim değildir. Cuma Karalar Ilıca ile özdeşleşmiş bir isimdir. “Ilıca” denince denince akla ilk gelen ve gerçek anlamda bir siyaset adamıdır kendisi. Yani “siyaset” dendiğinde içini tam dolduracak derecede uzman… Bütün bu hasletleri Ilıca’da elde etti ve elde ederken de Ilıca’nın her karışına emeğini nakış nakış kazıdı.
Sadece Ilıca’da mı?
Tabi ki hayır.
İnin Maraş’a karşınıza çıkan ilk kişiye sorun Cuma Karalar’ı…
Gidin, bütün bürokratların, milletvekillerinin, daire müdürlerinin, emniyet müdürünün, savcının ve basın camiasının yanına, sorun bakalım, ne diyecekler O’nun hakkında!
Belediye meclis üyeliği ve belediye başkanlığı döneminde en mükemmel şekilde görevini yapmıştır. Ilıca’yı eksiksiz ve büyük bir başarı ile temsil etmiştir.
Hiç zaman ve hiçbir surette ailesinin menfaatlerini Ilıca’nın menfaatlerinin üzerinde tutmamıştır.
Özel hayatındaki gelişmelerin görevini etkilemesine asla müsaade etmemiştir.
İşte bu yüzden, abartısız olarak bir “marka”dır Cuma Karalar.
Şimdi de kendi hakkından fedakarlık yaptığı için, bir kenardan olanları izleyip “benden sorası tufan” demeyecektir. İcap ettiğinde seve seve elinden geleni yapacaktır diye düşünüyorum.
Unutmadan söyleyelim: Bu; Cuma Karalar’ın ilk fedakarlığı da değildir bana göre! Ama belirtmeliyim ki bu benim fikrim. Sadece beni bağlar. Yani benim düşünceme göre, İl Genel Meclisi Üyeliği için geçen isimlerin başında Cuma Karalar geliyordu. Olabilirdi de aslında. Üstelik Ilıca’yı da en iyi şekilde temsil ederdi diye düşünüyorum.
Bu Ilıca’da böyleydi Maraş’ta da…
Ama O direnmedi “illa da ben olmalıyım” diye...
Yol verdi büyüklerine.
Bunu birilerine "minnet borcu" olduğu içinde yapmadı.
Cuma Karalar’ın kimseye minnet borcu yoktur.
Evet, o zaman öyle, şimdi de böyle…
Biliyorum bu yazıdan huylananlar olacaktır, alınanlar olacaktır.
Ama olsun.
Herkes kendine düşen payı alsın.
Herkesin fikrine de saygı duyarım.
Kimse, kimseyi sevecek diye bir kural yoktur. Ama, sen bir insanı sevmiyorsun diye, onun toplum yararına yaptıklarını, başarılarını gölgelemek, yanlış göstermek ve görmezden gelmek gibi bir hakkında hiç yoktur.
Ne demiş atalarımız: “Yiğidi öldür amma hakkını da inkar etme”
Evet, Cuma Karalar’ında zaafları vardır her insanda olduğu gibi. Zaten her “iyi insan” yüzde 100 iyi değildir; yüzde 1’lik de olsa bit kötü yanı vardır. Her “kötü insan”da yüzde 100 kötü değildir; yüzde 1’lik de olsa onunda içinde mutlaka bir iyilik meleği vardır. Onun için insanları değerlendirirken bunları dikkate almalıyız.
Özellikle Cuma Karalar ismini duyunca afakanlar basanlar…
Siz ne diyorsunuz Cuma Karalar’ın “Ilıca’nın menfaatleri için” kendi hakkından feragat etmesine?
Birazcık olsun utanabiliyormusunuz.
Pardon utanma duygusu gibi bir nimeti, Allah (cc) insanoğluna bahşetmiştir, az kalsın unutuyordum.
29 Mart’tan sonra en azından beş yıl, artık Ilıca Siyasetinde ve belediyede olmayacak Cuma Karalar.
Rahat olun!
“Yeter artık bu adamı meclis üyesi yapmayalım” diyen hazımsızlar,
“Cuma Karalar kadar bende yaparım” diyen ağzı göççekler,
Başkanlığı sırasında “başkan” demeye ağzı varmayıp kasten ve bilerek toplum içinde “Zaam Cuma” diyen omurgasızlar,
(Allah korusun) “Aslan Kaçmaz’ın başına bir durum gelmiş olsa, Cuma Karalar yerine geçer” diye kabuslar görenler…
Rahat olun beyler, rahat olun.
Artık bunların olma olasılığı yok.
En azından beş yıl…
Sizlerde beş yıl bunun keyfini çıkarın hele şimdilik.
Kimse kına da göndermesin; mabadlarınızdan orgazm olmanın zevkini yaşayın emi…
Unutmadan; Ilıca Belediye Başkanı ve Ak Parti Ilıca Belediye başkan adayı Sayın Aslan Kaçmaz’a ve ekibine seçim yolunda başarılar diliyorum.
Allah kolaylıklar versin.
Bir sonraki yazımızda ömrümüz yeterse görüşürüz.
Kalın sağlıcakla.