19 Şubat 2010 Cuma

Papaz Aziz Valentin ya da, “sevgililer günü” safsatası

vahideddun46@hotmail.com
14 Şubat günü, biz Müslüman Türkler(!!) Hiristiyan Alemi ile birlikte tüm Türkiye’de, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde “sevgililer günü”nü göz yaşaları ile icra eyledik.
Allah (cc) Hiristiyan Dünyası’ndan razı olsun.
İyi ki onlar var!
Yoksa bizim, bir “sevgililer günü”müz bile olmayacaktı. Ve biz Müslüman Türkler maazallah eşimize yada sevgilimize aşkımızı ilan edemeyecektik.
………..??

Ağlanacak halimize gülüyoruz aslında.
“Yüzde doksan dokuzu müslüman” (ben hiç zannetmiyorum) denen bir ülkede topyekün, “sevgililer günü”nü kutladık.
Peki, burada bir çelişki yok mu?
Hem “müslümanız”(elhamdülillah) diyoruz; hemde bir hiristiyan geleneği olan “sevgililer günü”nü çoşkuyla kutluyoruz.
Yani “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” denecek cinsten tam da…!
Tabi bu günün nasıl ortaya çıktığını bilmeden, körü körüne kutlayanlar sanırım çoğunlukta olsa gerek.
Peki nedir “sevgililer günü”?
Sırası gelmişken kısaca bahsedelim:
Milattan sonra 270’li yıllarda Eski Roma İmparatorluğu’nda, İmparator 2. Claudius tarafından o yıllarda yaşanan asker kıtlığından dolayı, genç erkeklerin evlenmesi yasaklanmıştı. Zamanın papazlarından Aziz Valentin ise, imparatorun emrine rağmen sevgilileri gizli gizli evlendirmeye devam etti. Bunu öğrenen İmparator 2.Claudius, papazı derhal tutuklattı ve sopa cezası ile cezalandırarak öldürttü. İşte o günden sonra 14 Şubat, “sevgililer günü” olarak kutlanmaya başlandı ve günümüze kadar geldi.
Evet, işin aslı astarı böyle.
Ee, tüm bunları bilmiş olsaydık derhal “tövbe” eder miydik?
İşte orası şüpheli!!
Zira, bile bile kendini kaptırıp, hatta kandırıp “n’olacak gavur omayız ya” diyenleri görünce…
Gavur olmayız evet doğru, ama aradaki tek fark memleketlerimizdeki ezan- cami, kilise-çan farkından ibaret kalır.
Hiristiyan soslu müslüman görüntüsü işte.
Veyahut, tam tersi.
Tıpkı şahin görünümlü doğan gibi.
Noel, yıl başı, sevgililer günü…
“Paskalya bayaramı”na ne kaldı şunun şurasında. Bu hızla birkaç seneye kalmaz nur topu gibi birde paskalyamız olur.
Bakın, hepsi de aslında hiristiyan adetleri, ama “allayıp pullayıp” yediriyorlar bize.
Sindire sindire…
Yavaş yavaş….
Biz onlar’ın her şeyini kutluyoruz. Peki onlar’ın bizim kandil gecelerimizden, kutlu doğum haftalarımızdan, aşûre günlerimizden haberleri var mı?
Bundan onbeş yirmi yıl önce “sevgililer günü”nden bahsedeni sopayla kavalarlardı. Yılbaşı kutlayanı “gavur” ilan ederlerdi.
Ya şimdi?
Şimdi “gavur aşıklığı” seçkinliğin ve sınıf atlamanın sembolü oldu.
Sosyete semtlerini geçtik, kenar mahalle, hatta köylerde bile 14 Şubat günü kadınlar kocalarından “hediye bekler” oldular.
Nasıl da çağdaşlaşmışız bee..
Köyler bile çağa ayak uydurur oldular.
Sen rahat uyu Ata’m, çizdiğin “uygarlık yolu”nda sapmadan, hızla ilerliyoruz.
Az kaldı “işaret ettiğin seviye”ye çıkmamıza!
Neyse işi sulandırmayalım.

Devam edelim;
Televizyonlarda günler öncesinden bangır bangır tüketim popalanıyor. Bankalar “sevgililer gününe özel” krediler veriyor. GSM oparatörleri “özel kampanyalar” düzenliyor. Magazalar süslü vitrinlerini gözümüze gözümüze sokuyor.
Kapitalist sistem, modern çağın tüm imkanalarını kullanarak, insanları nasılda tüketim çılgınlığına zorluyor.

Hem paramız tükeniyor, hem kendimiz.
Soyut ve ulvi bir kavram olan sevgi kelimesini nasılda maddeye indirgeyip basitleştiriyorlar.
“Sevgiller günü”nde hediye varsa sevgi devam ediyor, yoksa bitti, tükendi, kalmadı.
Anlayış bu.
“Bu anlayışı” mıhladılar beynimize.
“Modernlik” adına “medeniyet” adına, “çağdaş olmak” adına, “batılı olmak” adına “laik olmak” adına neyimiz varsa vermedik mi?
Onlara benzemek için her şeyi yapıyoruz, ama onlar bizi asla sevmeyecekler.
Taa ki, Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimi bırakana kadar…
Cenab-ı Hakk Yüce Kitabında “Ey Muhammed, siz onlara benzemedikçe onlar sizlerden razı olmazlar” diye buyuruyor.
Ama tüm yapılanlar bizi Kitabımız’dan uzaklaştırmak ve kendilerine benzetmek için…
Allah(cc) bizi Kur’an dan ayırmasın.(Amin)

Bir sonraki yazımızda buluşabilmek dileği ile Allah’a(cc) emanet olun.

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Hiç yorum yok: